Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması için kanun teklifi verildi
Milli Eğitim Bakanlığı'nın boş öğretmen norm kadrosu bulunan örgün ve yaygın eğitim kurumlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli öğretmen istihdam edilebilmesine ilişkin hükmün yürürlükten kaldırılması amacıyla Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş tarafından kanun teklifi verildi. Milli eğitim komisyonuna sunulan kanun teklifinin genel gerekçesi şu şekilde:
AKP iktidarları boyunca uygulanan yanlış, tutarsız ve ayrımcı eğitim politikaları nedeniyle bugün Türkiye eğitimde, pek çok ülkeye göre geri sıralarda yer almaktadır. Taşıdığı önemle bağdaşmayacak şekilde sürekli Bakan değiştirilen,devlette devamlılık esasının hiç uygulanmadığı alan eğitimdir. Bu nedenle yıllar içinde,eğitim hayatı, artan sorunlar, düşen başarı oranları ve zorlaşan çalışma koşulları ile gündeme gelmiştir. Eğitimin en önemli unsur öğretmendir.
Eğitimi yap boz tahtasına çeviren AKP, her alanda ayrımcılık yaptığı gibi öğretmenleri de ayrıştırmış, eğitim hayatına sözleşmeli, ücretli öğretmen gibi yeni kavramlar ekleyerek, öğretmenleri bölmüştür. Aynı işi, aynı şekilde yapan çalışanlar arasında yarattığı ücret, sosyal güvenlik, iş güvencesi açısından uçurumlar yaratan taşeron sistemi eğitim alanına da, bu kavramlarla girmiştir.
MEB Bütçe raporuna göre öğretmen ihtiyacı 109 bindir. 38 bin sözleşmeli, yaklaşık 65 bin kişi de ücretli öğretmenlik yapmaktadır. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 455 bin 119'dur. MEB,5 bini ücretli öğretmenlerden olmak üzere 25 bin sözleşmeli öğretmen alımı yapacağım açıklamıştır. İş güvencesi, geçim kaygısı ve aile bütünlüğünü sağlamak gibi ciddi sorunlarla boğuşmak zorunda bırakılan öğretmenlerin mesleklerinde yüksek bir performans sergilemelerini beklemek, çocuklarımıza yeterli eğitimi ve öğretimi verdiğini düşünmek hayalcilik olur.
Sözleşmeli öğretmenlerin 6 yıl boyunca eş ve özür durumuna bağlı olarak tayin hakları yoktur. Sözleşmeleri. her yıl yenilendiği için iş güvenceleri yoktur. Rapor süreleri, evlilik, babalık ve ölüm izinleri kadrolulara göre daha kısadır. Kıdem ve kademe ilerlemeleri 4 yıl sonra kadrolu atamaları yapıldığında mümkün olabilmektedir. Tüm bunlar asımda bir öğretmenin verimli ve aktif çalışmasını teşvik etmekten daha çok mesleği bırakmaya yönlendirecek uygulamalardır. Ücretli öğretmenlerin ise iş güvenceleri yoktur. Okul idareleri tarafından görevlerine son verilebilmektedir. Maaş alamayan ücretli öğretmenlere, girdikleri ders saati başına ücret ödenmektedir. Ücretli öğretmenlerin çoğu, asgari ücretin altında 1000-1.500 lira aylık ücret almaktadırlar. Yaz tatilinde,yarıyıl tatilinde, bayram tatillerinde ve hava şartları nedeniyle yapılan tatillerde ücret ve sigorta kesilmekte,sigorta primleri ise aylık toplam ders saat sayısına göre ödenmektedir.Buna göre ücretli öğretmenler,ayda en fazla 16-17 gün sigortalı olabilmektedir.Hiçbir tazminat hakları bulunmayan ücretli öğretmenlere kırtasiye,promosyon gibi ödemeler de yapılmamaktadır.Geleceğimiz olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin bir kölelik düzeni içinde Anayasaya aykırı olarak asgari ücretin altında bir ücrete mahkum edilmesi kabul edilemez.
Anayasa'nın "Ücrette Adalet Sağlanması” başlığı altında,madde 55 'te:”Ücret emeğin karşılığıdır.Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.”düzenlemesi getirilmiştir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 23.maddesinde:"Çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sağlayan ve gerektiğinde her türlü sosyal koruma yolları ile de desteklenen adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır”denirken,Avrupa Sosyal Şartı'nın,ikinci Bölümünün”Adil Bir Ücret Hakkı” başlıklı 4'üncü maddesinde;' 'Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlamak için yeterli adil bir ücret alma hakkı vardır' ' düzenlemesi getirilmiştir.
Bugün ülkemizde, normal ve makul bir uygulama gibi ücretli öğretmenliğe ısrarla devam ettirilmesi Anayasa, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa Sosyal Şartı'na açık bir aykırılık teşkil etmektedir. Kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmen olarak ayrılan,görevleri insan yetiştirmek olan öğretmenlerimiz, 21 yy'da sosyal ve özlük hakları bakımından kölelik düzeninden farksız bir sistemin içinde sorunlarla boğuşmaktadır. MEB, eğitim fakültelerindeki artışı övünç kaynağı olarak ifade ederken,öğretmen olarak atanmayı bekleyenlerin sayısının 1 milyonu aştığını söylemekte ancak tek bir somut çözüm önerisi getirmemektedir.
Sunulan teklifle; Öğretmenler arasında yaratılan bu ayrımın ortadan kaldırılması, tüm öğretmenlerin kadrolu olarak atamalarının yapılması, eğitim hayatının temel unsuru olan öğretmenlerimizin çalışma koşulları,özlük hakları açısından eşit koşullarda olması ve eğitim hayatındaki taşeronlaşma ve kayıtdışılığın önlenmesi amaçlanmıştır.
SAYILI MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDAKİ KANUN TEKLİFİ
MADDE I- 652 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, Ek 4'üncü maddesi, yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Kamubiz.com ÖZEL HABER / ANKARA
(Sitemizden Alıntılanan Haberlerde Kaynak Gösterilmeden Kullanılması Halinde Yasal İşlem Yapılacaktır)