İtfaiye personelinin sorunları TBMM gündeminde
İtfaiye teşkilatı mensuplarının görev tanımları ve statülerinin belirlenmesine yönelik özlük hakları Mecliste dile getirildi. Ankara Milletvekili Mustafa Mit'in itfaiye çalışanlarının sorunlarına yönelik konuşması şu şekilde;
'Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınan (2/1354) sayılı Kanun Teklifi’miz üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, belediye hizmetlerinin önemli bir sınıfını oluşturan itfaiye teşkilatı mensuplarının günün koşullarına uygun olarak görev yapmalarının tanımlanması ve buna uygun olarak statülerinin belirlenmesi gerekmektedir. 1924 yılında sadece yangın söndürme amaçlı olarak “itfaiye” adıyla belediyelere bağlanan hizmetler, günümüzde yangın haricinde trafik kazaları, deprem, göçük, patlama sonucu oluşan tahribatlar, su baskınları, intihara teşebbüsler, zehirlenmeler, suda boğulmalar, metan gazı dolu kuyulardaki boğulmalar, mahsur kalan ya da sıkışan insan ve hayvanlar, kısacası her türlü arama kurtarma gerektiren olayda fiilen icra etmektedirler.
Görev tanımlaması yapılan zaman ile bulunduğumuz zaman arasında meydana gelen teknolojik gelişmelere paralel olarak itfaiye teşkilatımızın karşı karşıya kalmış olduğu riskler hem artmış hem de çeşitlenmiştir. Belediye Kanunu’nda bahsedilen itfaiye hizmetleri bugünkü hizmet kapsamı itibarıyla tam anlamıyla afet ve acil durum önleme ve müdahale hizmetleridir. Yaşanan fiilî durumu yasal olarak tanımlamak, günün şartlarına uygun hâle getirmek gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle Belediye İtfaiye Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesinde sayılan görevler itibarıyla itfaiye teşkilatının “afet ve acil durum önleme ve müdahale” kavramı içerisinde tanımlanarak çıkarılmış bulunan yönetmeliklerde yapılacak düzenlemelerle hizmetin ihtisas alanlarının belirlenmesi ve personelin bir meslek statüsüne kavuşturulması amaçlanmaktadır. Çünkü üç yüz iki yıllık tarihi olan itfaiye teşkilatı personelinin meslek sınıfı tanımlanmamış, itfaiyeciler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda genel idari hizmetler sınıfı içerisinde değerlendirilmişlerdir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’la getirilen fiilî hizmet süresi zammının uygulanmasındaki adaletsizlikler ve bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik olarak mesleğin geniş kapsamlı ve yüksek risk taşıması sebebiyle adaletsizliğin önlenmesi ve hak kaybının giderilmesi de amaçlanmaktadır.
Şöyle ki 5510 sayılı Kanun’un 40’ıncı maddesinin on beşinci bendi fiilî hizmet süresine eklenecek gün sayısını altmış gün olarak belirlemektedir. Madde metninde hizmet tanımlaması “yangın söndürme işlerinde çalışanlar” olarak yapılmıştır. Hâlbuki fiilen yapılan görev kapsamında çok daha geniş olup maddi ve manevi olarak hayati önem taşımaktadır. 2008 yılında Resmî Gazete’de yayımlanan Fiilî Hizmet Süresi Zammı Uygulamasının Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’le getirilen yorum dolayısıyla fiilî hizmeti süresi zammı kanuna rağmen fiilen uygulanmamaktadır.
Bir diğer husus da görev ifa ederken hayatını kaybeden itfaiyeci şehit sayılmamakta, geride kalan ailelerine yeterince sahip çıkılmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, fedakârlıkla görev ifa eden itfaiyecilerimizin sorunlarını çözmek maksadıyla başlattığımız bu teşebbüsün Genel Kurulca da kabulü hakka, hukuka uygun olacaktır diyor, desteklerinizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.'
Kamubiz.com ÖZEL HABER / ANKARA
(Sitemizden Alıntılanan Haberlerde Kaynak Gösterilmeden Kullanılması Halinde Yasal İşlem Yapılacaktır)