Yasemin ŞENGÖR
TOPLU SÖZLEŞME DESTEĞİNDE %2 BARAJI SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK SAYMAKTIR
TOPLU SÖZLEŞME DESTEĞİNDE %2 BARAJI SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK SAYMAKTIR
Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un 11. ve 12. Maddesi; kamu görevlileri sendikaları ve üyelerine yılda dört kez ödenecek olan toplu sözleşme desteğini kanun kapsamına almaktadır. Ancak toplu sözleşme desteği 2119 gösterge rakamı uygulamasında, kamu sendikaları için kendi kolunda sendika üyesi olabilecek kamu görevlisi sayısının %2’ si oranında üye kaydetmiş olmaları şartı, hukuki ve vicdani hiçbir gerekçeyle savunulamayacak bir karardır. Yüzde 2 barajının altında kalan sendikalar için gösterge rakamı 750 olarak alınacaktır. Bireysel bir ekonomik hakkın sendikanın üye sayısına göre bir gruba üçte bir oranında daha az verilmesi ve bu şekilde haksızlık yaratılması, eşitlik kavramına da aykırıdır.
Bilindiği gibi 2022-2023 yıllarını kapsayan 6. dönem toplu sözleşmesinde, toplu sözleşme desteği için söz konusu baraj %1 olarak tayin edilmiş ancak bu karar hukuktan dönmüştür. Danıştay 12. Dairesi toplu sözleşme desteği %1 barajı ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Yürütmeyi durdurma kararının hukuki gerekçeleri Anayasal hakları işaret etmektedir.
Danıştay 12. Dairesi’ nin ilgili Anayasa hükümlerine ve bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan sendika kurma, sendikaya üye olma, sendikadan çekilme haklarına aykırı görerek yürütmeyi durdurma kararı aldığı konunun bir kanunla yeniden gündeme gelmesi, üstelik barajın yükseltilmesi hiçbir gerekçe ile kabul edilemezdir. Bireylerin Anayasal haklarını barajla yok saymak, her şeyden önce çoğulcu demokrasi anlayışına ters düşmektedir.
Bireylerin tercihte bulunma hakkı vardır. Özgür ve potansiyellerini ortaya çıkararak üretken biçimde hayata katılmanın yolu, özgür biçimde tercihler yapmaktan geçer. Bugün eğitim sistemimiz içinde dahi bireyin küçük yaşlarda meslek tercihi yapmasına olanak vermeye çalışıyoruz. İnsanların toplumsal yaşamını, aile ve meslek hayatını, ekonomik şartlarını ilgilendiren, bir başkasının özgürlüğüne ya da güvenliğine yönelik tehdit oluşturmayacak seçimlerini ipotek altına almak, bireyler için hak mahrumiyetidir. Sendikal tercihler de buna dahildir. Yılda dört kez alınacak ve günümüz ekonomik şartları içinde insanların bütçelerini bir nebze rahatlatacak toplu sözleşme desteği, %2 barajının altında kalan sendikalar ve üyelerine hangi gerekçelerle verilmiyor? Bunun insan hakları, Anayasal haklarımız, sendikal özgürlüğümüz, kamusal özel bir neden gibi hangi faktörle ilişkisi var? Hukuken kabul edilir hangi gerekçesi ile böyle bir dayatmayı vicdanlarımıza sığdıracağız? Maalesef bu soruların yanıtlarını alamıyoruz.
Bireylerin sendikalarını özgür biçimde seçme haklarını ipotek altına alan %2 barajı Anayasal haklarımızın önünde yok hükmündedir. Mahkeme kararları ‘Yüce Türk Milleti Adına’ diye başlar. Bu ifadenin adalet kavramının toplum içinde bireye ve özde kendine atfettiği değerin farkında olan herkes, bu kanunsuz uygulamaya kapı aralayacak madedeye karşı olmalıdır.
Unutmayın; bugün sessiz kaldığınız her haksızlık, gün gelir bir yerden sizi de yakalar. Sendikal özgürlüğümüze, sendika kurma, sendikaya üye olma ve sendikadan çekilme haklarımıza müdahale boyutları taşıyan toplu sözleşme desteğinde %2 barajını kabul etmiyoruz!